1 EYLÜL
Tarih 1 Eylül 1939.
Adolf Hitler budalası emir verdi, Naziler Polonya’yı işgal etti.
İkinci Dünya Savaşı başlamış oldu…
Milyonlarca ölü, milyonlarca yaralı
Yıkılan kentler, yok olan yaşamlar…
İşte savaş demek bu demekti. Yitiklikti savaş…
İşte o gün…
Milyonlarca insanın ölümüne sebep olacak o emrin verildiği gün,
Sonraki günlerde ölüm anlamına gelecek olan,
Gaz odalarını ortaya çıkaran,
Tarihte ender rastlanan vahşet örneğinin sergilenmesine neden olan o gün
Dünya Barış Günü…
Bir savaşın başladığı günü Barış Günü olarak kutluyoruz.
Savaşın bittiği günü Barış Günü olarak kutlasak çok mu sıradan olurdu?
Neyse boşverin bu abuk subuk sorulara…
Yarın 1 Eylül...
Karadeniz de savaş çanları çalıyor,
Ortadoğu kan ağlıyor,
ABD İran ve Rusya’yı her an vurabilir,
PKK her gün gencecik fidanları öldürüyor…
Barıştan söz edecek hal varsa buyurun meydana…
Tolga YAYGIN
DAYAK
Keçiören’de zabıtalar dayak atmış büfeciye…
Yok yapmadılar, vay efendim saati geçirdiler falan filan…
Sonunda kuzu kuzu kabullendiler olayı.
Turgut Bey önce inkar etti sonra kabullendi.
Türkiye’de şiddetin son bulmamasına şaşmamak gerek.
Kamu görevlisi bile görevini yapmak yerine şiddeti seçiyor.
İnsanın beyni küçük olmaya görsün bu yollar gayet doğal gelir.
Arkadaş,
Tut ki içki satma saati geçti,
(Bu nasıl bir sınırlamadır anlamadım ya neyse)
Bunun kanuni bir yaptırımı yok mu?
Benim bildiğim kadarıyla var.
Bakın hukuk kitaplarına, öğrenin…
Ama biz alışığız böyle keyfiyete.
Hakkını arayan işçiye memura dayak,
Bilimsel, özerk üniversite isteyen öğrenciye dayak,
Oruç tutmadı dayak, türban taktı ihraç…
2000 li yıllarda kutuplaşma biteceği yerde daha da boy veriyor.
Eeee Başbakanı Kasımpaşa ağzıyla konuşan bir ülkede
Aynı partinin (-ki Altınok 1994’te MHP’li bir başkandı) belediye başkanı
esnafa dayak attırır.
Seçimlere az kaldı, görelim kim ne kadar oy alacak.
Olan onca olaydan sonra AKP birinci çıkarsa şaşmamak gerek.
Memura meydan dayağı, öğrenciye polis dayağı, mahalle baskısı vs. vs.
Bizde bu hafıza olduğu sürece de müstehak be arkadaş…
Tolga YAYGIN
TERÖR
Siz...
Hala elinde binlerce insanın kanıyla gezenlere
özgürlük savaşçısı, gerilla, dağdaki gençler
diyecek kadar vicdan yoksunları...
Evet siz...
Hiç düşünmediniz mi terörün arkasında bıratığı yıkımı?
Türk'e olduğu kadar Kürt'e olan zararını...
Dağ başında vurulan, sabah ayazında mayınla
parçalanan, uykuda roketle vurulan karakolda ölen
askerin Kürt kökenli olabileceğini düşündünüz mü hiç?
Kaç asker vurulduğunda evinden kürtçe ağıtlar
yükseldi, bilir misiniz?
Bitlis'te vurulanlar Kürt değil mi?
Diyarbakır'ın ortasında patlattığınız bomba sadece
Türkleri öldürecek kadar akıllı mıydı?
Ya da Güngören'de, Mersin'de, İzmir'de...
Siz mi halkını kurtaracak insanlarsınız?
Kendi halkına bile kurşun sıkan insan bunu söylerken utanmalıdır.
Hoş bunları bir terör örgütüne çok görmemek gerek...
Ne de olsa timsah kısmı kendi yavrusunu yer...
Tolga YAYGIN
ERBAKAN
Paçayı kurtardı gene...
Yakın tarihte türlü badirelerden bir şekilde
sıyrılan Hoca, bu mevzuyu da öğrenci desteğiyle atlattı...
1997... Hoca ve tayfası, Hazine'den alınan yardımın 2.5 trilyondan
birazcık fazlasını, dini bütün olduklarından ve de yetim hakkını
kimseye yedirmek istememelerinden dolayı
sahte belgelerle, parti için harcanmış gösterip hokus
pokus : bak, YOK! yaptıkları yıl...
Aradan geçen yıllar, mahkemeye itiraz, bilirkişi raporuna
itiraz, ikinci heyetin raporu, redd-i hakim dilekçeleri vs.vs.
Geldi 2007 Nisan...
Hoca parayı haram olan faiziyle birlikte ödeyecek.
Aman faiz haramdır ben ödemem deyip devam yola...
88 arkadaşıyla birlikte ceza aldı. Siyaseten bitti... Defalarca
cezasını erteletti...
Sonunda eski öğrenciler (Hani hatırlayın ne demişti Hoca :
- Bunlar bizim evin çocukları, şimdi evden kaçtılar!)
yada evin eski çocukları buranın Türkiye olduğunu halka
ispatlama gereği duydular ve Hocaları için yasa değiştirip
Altınoluk'taki süper lüks yazlığına yolladılar... Daha sonra
baktılar ki, dini bütün adam, gelmiş 83 yaşına, yazlıkta
ne yapacak, denize giremez, sıcakta bunalır, sörf yapamaz,
dibe dalamaz...
En iyisi alalım ordan, emeği geçti bize, nankör olmayalım
dediler ve hoooop Ankara'ya...
Oda pişkin pişkin "Hatadan dönüldü" dedi...
Eeee 2.6 trilyon neden dönmedi?
Tolga YAYGIN
SAVAŞ
Dünyanın jandarması gene iş başında...
Verdi gazı Saakasvili denilen beyni küçük, yetkisi büyük adama...
Ortadoğuyu, Afganistan, Pakistan'ı bitirdi sıra Kafkaslarda
yalaka bulmaya geldi...
Oda sandı ki ABD hemen gelir, el birliğiyle Rusya'yı gömeriz.
Girdi Osetya'ya...
Sonuç binlerce ölü, Saakaşvili de sağ, Bush'ta...
Biri sömürgeci ve yayılmacı politikasını sürdürme derdinde,
diğeri eski altın yıllarına dönme özlemiyle yanıp tutuşan iki ülke...
Gürcistan ise doğal kaynakları ve hatlarıyla gözde...
Eee tabi senin ülkende bu kaynaklar varken ABD pay almazsa olur mu?
Ülkemde mafya bozuntuları neyse, dünyada Amerika o...
Rant olan her şeyden pay kapma derdinde.
Gelip ülkene yerleşir artık. Üsler kurar. Bu arada yeraltı, yerüstü
neyin varsa alır. Sen de can derdinde ses çıkaramazsın tabi...
Sonunda bize de bulaştı, geçti gemileri boğazları (İnsani yardım götüren
savaş gemileri nasıl oluyorsa)...
Bizimkiler hala sayıklıyor: Montrö çerçevesinde oldu...
Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni bir kez daha okuyun.
1936 dan bu yana Montrönün çerçevesi bi hayli genişlemiş galiba...
Tolga YAYGIN