KÜRESEL KRİZ
14 Ocak 2008…
Citigroup dördüncü çeyrek bilançosunu açıkladı ve bir yılda 18 milyar dolar zarar ettiği ortaya çıktı… Küresel kriz yayılıyor. Türkiye’de dolar 1.15 ten 1.17 ye çıktı. Borsa 50.000 lerde. Merkez Bankası ılımlı büyümenin devam ettiğini, enflasyonda düşüşün süreceğini belirtiyor…
ABD’de Citigroup ve Merrill Lynch dış yatırımcılara 19.1 milyar dolar değerinde hisse sattı ve Merrill Lynch 1989’dan bu yana ilk kez zarar etti…
Üç gün sonra, 17 Ocak’ta İMKB 48.904 değerine düştü. Yılbaşından bu yana değer kaybı % 12 lere dayandı. Dolar 1.1770-1.1780 aralığında…
Ocak ayının 21. günü İMKB 45.544 puanda. Dolar 1.2070 seviyelerinde. Böylece Türkiye İMKB deki toplam % 22.7’ lik düşüşle zarar lideri oldu.
Mart sonlarında Dolar 1.30 u , Euro 2.0450 yi buldu. İMKB günü 39.501 puandan kapattı...
Mayıs 2008 de 41.000 işsizimiz daha oldu.
2008’in Temmuz’unda işsizlik patladı. İşsizlik kentlerimizde % 11.9 arttı. Artık gençlerimizin % 18,3 lük kısmı işsiz…
Eylül’e gelindiğinde Lehman Brothers iflasını istedi. Yurtdışı borsaları çöktü. Bizde panik yok havalarına rağmen borsa 35.081 e geriledi. Dolar 1.2630 Euro 1.7890 seviyelerine dayandı.
Belçika’da Fortis’e devlet el koydu. Kriz Avrupa Birliğine sıçradı. İngiltere B & B ‘ e (Bradford & Bingley) el koydu. Fransa ekonomik durgunluk sınırında olduğunu açıkladı. Dünya çapında toplu işten çıkarmalar, üretimden çekilmeler başladı…
Ekim 2008 de büyük dalgalanmanın yaşandığı günler başladı. Dolar önce 1.42 ye ardından ilk kritik eşik olan 1.5 seviyesini aşarak 1.56 ya yükseldi. Borsa önce 28.659’a ardından 26.723 puana geriledi.
ILO (Uluslar arası Çalışma Örgütü) 190 milyon olarak açıkladığı işsiz< sayısının 2009 yılında 20 milyon artacağını belirterek, dünyadaki işsiz sayısının 210 milyona ulaşacağını kaydetti.
Bu arada dolar yükselmeye, borsa düşmeye devam etti. Dolar 1.6450 Borsa 25.624 oldu. Bu arada faiz % 23 oldu. Bu büyük buhrandan etkilenmeye başladığımız daha net anlaşılmaya başlandı.
Yine de başbakan, krizin alınan önlemler sayesinde Türkiye için tehlike oluşturmayacağını belirterek “Kriz bizi teğet geçecek” dedi.
Bu arada Dolar 1.68 – 1.70 arasında değişen bir değere ulaştı ki, 1.70 sınırı kritik eşik olarak kabul edilir oldu. Bu değerle dolar son 28 ayın en yüksek seviyesine çıkmış oldu.
Ve nihayet krizin patlak vermesinden dokuz ay geçtikten sonra hükümetimiz önlem paketini açıkladı. Vergi affından, ne idüğü belirsiz paraların hesap sorulmaksızın ülkeye sokulmasına kadar sözüm ona önlem açıkladı. IMF çığırtkanları tekrar ortaya çıkıp salya sümük IMF ile yeni bir anlaşma imzalayalım dediler. Yani çocuğumuzun torununa kadar borçlanalım, ipotek altında yaşayalım demeye getirdiler. Bu arada halkın cebindeki 100 lira birkaç ay içinde oluverdi 60 lira. Neyse kriz zaten bizi etkilemez. Büyüklerimizden daha mı iyi bileceksiniz?...
Tolga YAYGIN
Tüm hakları saklıdır. Copyright © Tolga YAYGIN 2008
POLİS NE YAPAR?
Söz konusu ülkem olunca bu soru teknikle, taktikle falan açıklanamaz.
Örneklerle çözümleme yapılır.
Evet, soruyu şöyle değiştirelim:
“Türk polisi ne yapar?”
- Öğrenci döver (Öğrenci eylemleri, üniversite eylemleri)
- Gazeteci döver, hatta öldürür (Metin GÖKTEPE olayı)
- Memur-öğretmen coplar (Sendikal eylemler)
- Acil servise gaz bombası atar (1 Mayıs 2008)
- Siyasi parti üyelerine saldırır (1 Mayıs 2008 İstanbul ÖDP)
- Çay bahçesinde oturanları tokatlar (Unutulmaz 1 Mayıs olayı)
- Gerekli olduğunu düşünürse provakasyon yapar (16 Mart
katliamı ve 1977 1 Mayıs’ı)
- Katillerin eline bayrak verip anı fotoğrafı çektirir (Ogün SAMAST
vukuatı)
- Öğrencileri fişler (Dev-Lis üyesi öğrencilerin fişlenmesi)
- Çetelerle yakınlaşır (Susurluk olayı)
Bütün bunları bizim kahraman polisimiz yapar.
Sonra gün gelir, Diyarbakır’da, Mersin’de, Adana’da
eşkiyalar sokakları savaş alanına çevirir, polise molotof atar,
evlerin camlarını kırar, arabalara zarar verir,
terör örgütü lehine gösteri yapar, polis geri çekilir.
İyi de arkadaş, sizin gücünüz hep suçsuza mı yetiyor?
Tolga YAYGIN
Tüm hakları saklıdır. Copyright © Tolga YAYGIN 2008
ADALET VE KP
Partinin adalet anlayışı çoktan ortaya çıktı…
Benden olan yaşadı, karşımdakiler perişan.
Artık işçi, çiftçi, memur, işsiz vs. geçti gencecik çocuklarla uğraşmaya başladılar.
Mersin’de 1 Mayıs kutlamalarına katılan öğrenciler teker teker fişlenip
cezalandırılmaya başlandı.
Kınamadan uzaklaştırmaya kadar türlü cezalar…
Tüm dünyanın kutladığı işçi bayramına katılan gencecik çocuklar cezalandırıldı…
Gerekçelere bir bakın:
1 Mayıs’a katılmak, eyleme okul formasıyla katılmak, pankart taşımak vs. vs. vs.
Gençlerin eylemi illegal mi? Hayır.
Soruşturma ve cezalandırma demokratik mi? O da hayır!
Peki çocuklar yasa dışı bir eylem yaptılar diyelim.
AKP mitinglerine okul formalarıyla toplanıp götürülen çocuklar?
Ellerinde parti bayraklarıyla miting alanında…
Onlara da soruşturmalar açıldı mı?
Ya da boş zamanlarını ülkü ocaklarında, alperen ocaklarında geçiren,
eylemlere katılanlara?
Yazık değil mi bu ülkenin gençlerine?
Onları toparlamak, değerlendirmek, pırıl pırıl bir nesil yetiştirmek elimizdeyken
neden adaletsiz ve farklı muameleler yaparak otomatik olarak
kamplaşma yaratıyorsunuz?
Bir soru da okul yöneticileri ve öğretmenlere!
Bir şeyi merak ediyorum:
Bir çok liseli siyasi faaliyette bulunuyor.
Politikaya meraklı. Belki de büyükleri kavgadan öte bir işe yaramadıklarından…
Kimisi ocak-bucak teşkilatında, kimisi gençlik kollarında, kimisi Dev-Lis çatısı altında.
Eğer hepsine aynı cezayı verdi iseniz ve veriyorsanız rahat uyuyun.
Yok öyle değilse , öyle değilse hangi baskı sizi
öğrencileriniz arasında adaletsizliğe itiyor acaba?
Bu adaletsizliğin sebebi Adalet ve KP olabilir mi?
Tolga YAYGIN
Tüm hakları saklıdır. Copyright © Tolga YAYGIN 2008
POLİTİK
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK Ankara Üniversitsinde...
Klasik konuşmalarından birini yapıyor.
Miting meydanına benzemez üniversite kürsüsü...
Protestolar yükseliyor...
ÇELİK sabırsız, tahammülsüz.
Zaten koruma ordusuyla gelmiş...
Konuşturmuyorlar gençleri, atıyorlar salondan.
Ardından Bakan konuşuyor.
Ne de olsa ağzını kapatıp dışarı atacak kimse yok.
"Bunların ağababaları içerde" diyor...
Yıllar önce bu gençler kökü dışarıda, kuklalardı!
Şimdi kökü içeride, hem de ne içeri!...
Eee ne de olsa onların ağa babalarını affedecek bir evlat yok Çankaya'da.
Emin olun gençlerin beyninde devleti nasıl soyarız fikirleri cirit atmıyor.
O düşüncede olanlar "Kayıp Trilyon" dan, "Deniz Feneri" nden yargılandılar.
Üniversite kürsüsünü bilime bırakın.
Siyasetinize alet etmeyin.
Anlamadığınız bir şey var.
Bugün parti önünde dövdürdüğünüz,
Salonlardan attırdığınız gençler
Gün gelecek sizin işgal ettiğiniz koltuklara oturacak.
Ne sandınız, bu devran hep sizden yana mı dönecek!...
Tüm hakları saklıdır. Copyright © Tolga YAYGIN 2008
AKTÜTÜN
Terör örgütü üyesi 350 kişi Zap'tan kalktı, sınırı geçti...
Kimse görmedi.
Taşınabilir havan topları getirdiler yanlarında,
Dahası uçaksavar ve ağır makineliler...
Sınırı geçtiler...
Biz uyuduk, müttefik Amerika uyudu, nato uyudu...
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği yıllardır uyuyor...
15 genci vurdular, yüz binlerce anneyi ağlattılar.
Biz uyandık, ABD uyandı, NATO uyandı.
BM , AB uyandı.
Meraklanmayın uzun sürmez.
Tekrar uykuya dalarız,
Kimbilir belki yarın,
Belki yarından da yakın...
Tolga YAYGIN
Tüm hakları saklıdır. Copyright © Tolga YAYGIN 2008
|
